Aysel Doğan Özgürlük Mücadelesinde Yaşayacak

Füsun Erdoğan

Munzar Kadar Asi, Munzur Dağları Kadar Engin Bir Yürek Sustu!

11 Mayıs 2022 günü tedavi gördüğü Almanya’da yaşamını yitiren Aysel Doğan, hapishanede kanser teşhisi konulduğu süreçte yeğenleri Pınar ve Pir ile birlikte ‘Aysel Doğan’a Özgürlük’ kampanyası başlattık. O süreçte gençlerden aldığım bilgilerle bianet.org’a Aysel Doğan için neden özgürlük istediğimizi, onun yaşam öyküsünü yazmıştım. Yaşamını yitirdiği haberini aldığım gün de, Jın Tv için bir portre hazırlamaya koyuldum. Kendisinin anlatımlarıyla birleştirdiğim portresinde daha önce yazamadığımız bilgileri de ekledim. Sevgili Aysel Doğan Kürt halkı ve kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesinde yaşayacak, yol gösterecek…
1953 yılında Dersim’de doğan Aysel Doğan, gençlik yıllarından itibaren mücadelenin içinde yer alır. Kürt kimliğinin tanınması ve anayasal güvenceye alınması için yaşamı boyunca mücadele eder. Ankara Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği bölümünde öğrenciyken PKK’yle tanışır.
1979 yılında mezun olduktan sonra, lise öğretmenliği yapar. 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesi ve sonraki yıllarda defalarca gözaltına alınır, işkenceli sorgulardan geçirilir. Yıllarca mahkeme yüzü görmeden, sorgusuz-sualsiz tutsak kalır, o dönem tahliye sonrası verilen bir yıllık gözetim cezasını Ankara’da ikamet ederek geçirir. Zorunlu ikamet cezasını tamamladıktan sonra Dersim’e döner ve beraat ettiği için, arkadaşlarının talebi üzerine bir süre daha öğretmenlik yapar.
1989 yılında yeniden tutuklanır, PKK’ye üye olmaktan hakkında dava açılır ve 1 yıl Erzincan hapishanesinde kalır. Tahliye sonrasında öğretmenlikten uzaklaştırılır. HEP’te çalışmalara katılır.
Sömürgeci faşist diktatörlüğün Kürt halkına karşı yürüttüğü savaşın yoğunlaştığı yıllarda, 20 Ekim 1991 Genel Seçimleri’nde, memleketi Dersim’den bağımsız milletvekili adayı olur. Adaylık süreci Aysel Doğan için bir başka okul olur. Çok az bir oyla seçimi kaybeder. Seçimlerden sonra Dersim’de bir yıl kalan Aysel Doğan, 1992 yılında yüzünü özgür dağlara döner.
Gerilladayken bir yıldan fazla Dersim dağlarında mücadele eder ve daha sonra 1994 yılında Avrupa’ya geçer. Almanya’da iltica başvurusu yapar ve başvurusu kabul edildikten sonra da 1995 yılında Önderlik sahasına gider. Bir yıllık eğitim sürecinden sonra 1996 yılında tekrar Avrupa’ya döner.
Avrupa’da yaşadığı yıllarda siyasal çalışmalar içerisinde aktif olarak yer alır. Aysel Doğan bütün yaşamı boyunca ne haksızlıklar karşısında boyun eğer, ne de pes eder. Dersim’in direngen, asi ve zalime boyun eğmeyen kadınıdır. Hakikat ve özgürlük değerlerine inancı sonsuzdur. Özgür yaşamak dışında bir hayal kurmaz, her zaman özgür yaşama bir adım daha yaklaşma, bedeli ne olursa olsun, özgürlüğü sağlama istek ve iradesi hayatına yön verir. Yaşamının her anını soluk soluğa bir mücadeleyle geçirir. Eşitlik ve özgürlük mücadelesinde nasıl yaşamalı, nasıl direnmeli ve nasıl devrimci olmak gerektiğinin örnek isimlerinden biridir.
Aysel Doğan, Kürt Özgürlük Hareketi’nin her anında ve her alanında öncülük düzeyinde yer almış bir militandır. Cinsiyetçi, soykırımcı erkek egemen sisteme ve düşmana karşı da en radikal direnişin öncülüğünü yapanlardandır. Her zaman büyük yaşayan Aysel Doğan, sıkı bir hakikat savaşçısıdır, ‘Bir Lokma, Bir Hırka’ felsefesinin sembol isimlerinden biridir.
Barış Grubu Üyelerine 10 Yıl Ağır Hapis Cezası
1999 yılında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın İmralı Hapishanesi’nden, barış görüşmelerinin başlaması doğrultusunda başlattığı sürecin bir parçası olarak, Avrupa’dan Türkiye’ye gidecek Barış Grubu’nun içerisinde yer alır.
Türkiye’ye girişte bütün grup üyeleriyle birlikte Aysel Doğan’da önce gözaltına alınır, ardından tutuklanarak yargılanır. Yargılama süreci on yıllık ağır hapis cezasıyla sonuçlanır. Bu süreçte Malatya ve Elbistan hapishanelerinde kalan Aysel Doğan, 2009 yılında tahliye olur ve memleketi Dersim’de çalışmalara katılır. Bir süre Avrupa’da 3. Barış Grubu’nun oluşturulması için çalışır. Sürecin kesintiye uğraması üzerine, Dersim’e yerleşir.
Tarihsel süreçlerin gereklilikleri temelinde anın devrimci militan gerçekliğiyle bağdaşan bir kararlılığa sahiptir Aysel Doğan. Yeri geldiğinde barış için bedel ödemekten kaçınmadığı gibi yeri geldiğinde de düşmana karşı en keskin mücadeleyi vermekten bir an bile tereddüt etmez. Koşullar ne olursa olsun, her zaman devrime ve devrimin ihtiyaçlarına göre yaşamayı ve yaşatmayı var olmanın temeli sayar.
Dersim Alevilik İnanç ve Kültür Akademisi Derneği’nin kurucuları arasında yer alır. Kurucusu olduğu ve başkanlığını yaptığı derneğin faaliyetleri oldukça fazladır.
Çatışmalarda yakılan ormanları söndürme grupları oluşturur, bölgede yaşayan ve türleri tehdit altındaki ender hayvanların avlanmasına karşı farkındalık yaratma faaliyetleri, ekosistemi tehdit eden baraj projelerine karşı sosyal kampanyalar düzenler.
Bireysel anlaşmazlıklarda arabuluculuk yardımı, kadın hakları ve kültürel yabancılaşma üzerine seminerler organize eder, yöresel öneme sahip, tarihi ve kutsal günlerden törenler örgütler.
Kolektif kütüphane oluşturur, harap edilen kutsal ziyaret alanlarını düzenleyip koruma altına alır.
2007 Genel Seçimleri’nden sonra, KCK adı altında AKP hükümetinin başlattığı gözaltı-tutuklama saldırıları, bir süre sonra Kürt siyasetçilere yönelik bir kırıma dönüştüğünde, Aysel Doğan’a da yeniden hapishane yolu görünür. Kurucusu ve başkanı olduğu Dersim Alevilik İnanç ve Kültür Akademisi Derneği’de KCK soruşturması kapsamında “amacı dışında faaliyet gösterdiği” gerekçesiyle mahkeme tarafından kapatılır.
Hayatı Direniş ve Mücadeleyle Geçti, 18 Yıl Hapis Cezasına Çarptırıldı
28 Eylül 2011 tarihinde çıkarıldığı Malatya Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nce tutuklanarak hapishaneye konulur. Bir yıllık tutuklu yargılanmanın ardından, 18 yıl ağır hapis cezasına çarptırılır.
Gözaltı süreçleri ve hapishaneler bireylerinin devrimciliklerinin sınavdan geçtiği yerlerdir. Hayatı direniş ve mücadeleyle geçen isyankar kadın Aysel Doğan için bu tutsaklık, mekan değişikliğinden başka bir anlam ifade etmez.
2012 sonbaharında PKK ve PAJK tutsakları tarafından Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride son verilmesi için başlattıkları ölüm orucu eyleminin ikinci ekibinde yer alır. Anlaşma sağlandığında, Aysel Doğan ölüm orucu eyleminin 46. günündedir.
Özel Yetkili ACM’lerin kapatılmasının ardından, 2014 yılında Yargıtay’da görülen Aysel Doğan’ın davası; yeniden örgüt üyeliğinden yargılanması talebiyle bozulur. Yargıtay aynı zamanda, Aysel Doğan’ın adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine de hükmeder.
Tutsaklığının dördüncü yılında kanser teşhisi konur. Diyarbakır Kapalı Hapishane’de kaldığı bu süreçte ameliyat olur. Aynı zaman diliminde Aysel Doğan’ın tahliye edilmesi için ‘Aysel Doğan’a Özgürlük Kampanyası’ örgütlendi.
Yeniden yargılama kararı verilmesinin ardından Aysel Doğan hakkında, ağır sağlık sorunları nedeniyle 7 Mayıs 2015 tarihinde tahliye kararı verildi.
Yeniden görülen davada bir kez daha hapis cezası verilen Aysel Doğan, bir kez daha yurtdışına çıkmak zorunda kaldı. Sömürgeci faşist diktatörlüğün baskı ve zulüm politikaları nedeniyle sürgünde yaşamak zorunda bırakılan binlerce devrimciden biri olan Aysel Doğan 11 Mayıs günü tedavi gördüğü Almanya’da yaşamını yitirdi.
Munzur’un suyu kadar berrak, Munzur dağları kadar engin, direngen, mücadeleci, isyankar bir yürekti onunkisi. Faşizme, sömürgeciliğe karşı mücadelede taviz vermeyen bu yürek, bu akıl, ne yazık ki, yıllardır mücadele ettiği kansere yenik düştü.
13 Mayıs günü Almanya’nın Bergisch Gladbach kentinde düzenlenen bir törenle, doğduğu topraklara, Dersim’e uğurlanan Aysel Doğan, başta Kadın Özgürlük Mücadelesi olmak üzere, Kürt halkının özgürlük mücadelesinde yaşayacak, yol gösterecek…
Leave a Comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir