Metal iş kolunda yıllara yayılan sorunların biriktirdiği öfke patladı. Bursa Renault fabrikasında 14 Mayıs 2015 gecesi işçiler şalteri indirdi. Direniş hızla metal iş kolunda yer alan Tofaş‘a, Kocaeli’ye ve Ankara’ya yayıldı. Yılların öfkesinin kitlesel olarak faşist sarı sendika Türk Metal’e yönelmesi ise metal direnişinin önemli bir kazanımı oldu.
Gelinen aşamada, Coşkunözü ve Tofaş’ta anlaşma sağlanmış olsa da; Reno’da direniş sürüyor!
26 Nisan’da Bursa kent meydanında gerçekleşen metal işçilerinin buluşmasında; 5 Mayıs’a kadar ücret zamlarında iyileştirme yapılacağı söylenmiş. Ancak her zaman yaptıkları gibi verdikleri sözü unutabileceklerini düşünenler, bu defa fena halde yanılmıştı.
İşçiler verilen sözün yerine getirilmemesi üzerine 5 Mayıs’ta faşist sarı sendika Tük Metal’den topluca istifa etti. Türk Metal’den bazı üye ve yöneticiler istifa eden işçilere saldırarak 3 işçiyi yaraladı. Verilen sözün yerine getirilmemesi ve bu saldırıyla birlikte, Renault fabrikası işçileri başta gelmek üzere, Coşkunöz, Tofaş ve Mako’da hareketlilik başladı.
14 Mayıs’ta Renault Genel Müdürü’nün talebi üzerine Renault işçileriyle spor salonunda bir toplantı gerçekleştirdildi. Renault yetkilisinin; “Türk-Metal ile 2017 yılına kadar yapılan anlaşmanın geçerli olacağı, kimseye herhangi bir ücret zammı yapılmayacağı ve kanunsuz eylemlerine son vermeleri gerektiği, aksi halde yasal işlem başlatacakları” yönündeki açıklama, bardağı taşıran son damla oldu.
Aynı gün saat 16.00-24.00 vardiyasında bulunan Renault işçileri vardiya bitiminde fabrikayı terketmeyerek direnişi başlattı. Daha sonra da direniş içeride ve dışarıda iş başı yapmak üzere gelen işçilerin katılımıyla, günlere yayılarak devam etti.
İşçiler şu taleplerle direnişi başlattı: Bosch sözleşmesindeki ücretlerle iyileştirme yapılacak. İşten çıkarmalar olmayacak. Türk Metal fabrikalardan çıkacak ve işçiye dayatılmayacak. İşçilerin seçtiği temsilcilerle protokol yapılacak.
Renault işçilerine hızla Coşkunöz, Tofaş ve Mako’dakilerin de katılmasıyla, 15 bine yakın işçinin günlere yayılan direnişi hem işverenleri, hem de faşist sarı sendika Türk Metal’in, metal iş kolundaki saltanatını sarsacak boyutlara ulaşarak sürdü.
Günlerdir metal iş kolunda neredeyse bir genel greve dönüşen işçilerin fiili direnişini takip ediyorum. Yılların vermiş olduğu alışkanlıkla, dikkatim dayanışma eylemlerine yoğunlaşıyor. KESK’in, DİSK’in ve meslek odalarının, metal iş kolunda ve farklı iş kollarındaki işçilerin, bazı parti ve örgütlerin metal direnişiyle dayanışma eylemleri dikkat çekse de, içim bir türlü rahat etmiyor. Sanki bir şeyleri kaçırmış gibi, daha başka haberler arıyorum. Çünkü bir direniş olduğunda devrimci sol duyu insanı kaçınılmaz olarak “Neler yapmak gerekir” sorusuna yanıt aramaya yöneltiyor! Ve kaçınılmaz olarak, beklentilerinize yanıt olabilecek veriler aramaya yöneliyorsunuz. Bu duyguyla acaba kaçırdım mı diyerek haber sitelerini tarıyorum, gazetelere bakıyorum… Daha başka haberler görebilirim umuduyla ayrıntılı haber taramaları yapıyorum. Bir şeylerin eksik olması canımı sıkıyor! Ve ben bu sıkıntının nedenlerinin farkında olarak, bütün bunları yapıyorum.
Direniş başladıktan günler sonra, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş Ümraniye mitinginde metal işçilerinin direnişini selamladı. Yanılmıyorsam 23 Mayıs’ta da, onca dayanışma eyleminin içinde Ankara’da direnişte olan traktör fabrikası işçileriyle dayanışma ziyareti gerçekleştiren HDP Ankara milletvekili adaylarının haberini okudum.
7 Haziran Genel Seçimleri’ne sayılı günlerin kaldığını hepimiz biliyoruz. Her gün birden fazla miting ve gösterinin gerçekleşmesi, seçim kampanyasının bütün ayrıntıları malum. Ayrıca AKP’nin fiili saldırıları altında HDP’nin seçim kampanyasını sürdürdüğünü kimse yadsıyamaz! AKP’nin HDP’ye saldırılarına dünya alem tanık! Bütün bu saldırıların HDP’yi durdurmaya gücünün yetmeyeceğini dost da düşman da biliyor. Fakat bunlar ve daha fazlası, HDP’nin Bursa’da başlayarak metal iş koluna yayılan bu direniş karşısındaki duyarsızlığını/ilgisizliğini izah etmeye yetmez! İşçilerin, emekçilerin, bütün ötekilerin partisi olarak seçimlere hazırlanan HDP’nin, 15 bin işçinin yürüttüğü direniş karşısında daha duyarlı yaklaşması gerekiyor. HDP’nin devletin, patronların ve faşist Türk Metal’in baskılarına karşı günlerdir direnen metal işçilerinin yanında olmalı, bunu pratikte ortaya koymalı.
Bitirirken, direnişe anlamından farklı anlamlar yükleyerek, bu direniş karşısındaki duyarsızlığı izah etmeye çalışmanın büyük bir yanlış olacağını özel olarak vurgulamak istiyorum. Bir de Ankara HDP’nin ziyaretinin polisin kışkırtması ile işçilerin ziyarete gelen HDP’lilere mesafeli davranması, bizleri doğrularımızdan uzaklaştırmamalı. Hiçbir kuvvetin, bizleri ezilenlerin en büyük değerlerinden olan dayanışmadan alıkoymasına izin verilmemelidir. Kaldı ki, dayanışmanın direnişteki işçileri “ziyaret”ten daha başka sayısız biçimi olduğunu hepimiz biliyoruz…