Sosyalist Kadın Aydınlanmasında Teoriden Pratiğe Uzanan Yol -III-

Füsun Erdoğan

Her gün 8 Mart!

Emekçi Kadınlar Kurultayı (EKK) projesi, sosyalist kadın aydınlanmasında: işçi, emekçi, ev emekçisi ve genç kadın­ların özgürleşme yürüyüşünde uzun soluklu bir mücadele­nin adı olmuştur. Komünist Kadınlar Konferansı’nın tartı­şarak son biçimini verdiği bu proje; “Her Gün 8 Mart” şia­rıyla kadın sorunu ve özgürleşme mücadelesinde sorunu “8 Mart’tan 8 Mart’a” hatırlayan yaklaşımlardan kopuşun adıdır aynı zamanda… “Bu mücadelede ben de varım” di­yen kadınların özne’leşmeleri; kendileri ve kızkardeşleri için mücadelede varoluşlarının, istek çaba ve iradelerinin pratikteki göstergesi olmuştur EKK…

1992 Aralık ayında ilk sayısı çıkan Emekçi Kadınlar Bül­teni, “Her Gün 8 Mart!” şiarıyla EKK projesini kamuoyuna sunar, işçi, emekçi, ev emekçisi ve genç kadınları bu pro­jede birlikte çalışmaya çağırır.

Tarihi, yaşanan gelişmeleri, süreci anlamak, öğrenmek ve geleceğe dair sonuçlar çıkarabilmek için EKK projesini genel hatlarıyla anımsamak gerekiyor. Ancak kısa bir özet yapmak yerine kadın özgürlük mücadelesinde, sosyalist kadın aydınlanmasında kapladığı yer, tarihsel olarak taşı­dığı anlamı nedeniyle EKB’nin ilk sayısında “Emekçi Kadın­lar Kurultayı Toplama Projesi” başlığıyla yayınlanan yazıyı kullanmayı uygun bulduk. Gelin 16 yıl önce komünist ka­dınların hazırladığı projeyi anlatan metni birlikte okuyalım:

EMEKÇİ KADINLAR KURULTAYI TOPLAMA PROJESİ
Niçin Emekçi Kadınlar Kurultayı

Son yıllara dönüp baktığımızda, çokça tartışılan konulardan birininde, kadın sorunu olduğunu görürüz. Yine bu bağlamda tartışılagelen, ancak bir türlü kavranamayan halkayı kadın hareketinin kitleselleşememesi oluştu­ruyor. Zaman zaman yapılan çıkışlar, geliştirilen pratikler ileriye taşınamayıp, küllenmeye terk ediliyor. Oysa, toplumsal mücadelenin geliştiği her an, mücadele alan­larında kadınlar yerlerini alıyor. ’89 Bahar atılımında alkışlar çalarak yürüyen, ’90 Serhıldanında zafer işaretleri yaparak sokaklara dökülen, Zonguldak grevi ve Anka­ra yürüyüşünde, Paşabahçe’de Mağa Deri’de, Ereğli’de, Ölüm Yürüyüşünde… Hep onlar vardı. An oluyor coşan nehrin dalgaları misali sokaklarda, meydanlarda, fab­rika direnişlerinde, serhıldanlarda farklı bir kişiliğe bürünmüş, kendinden emin, özgürleşmiş olarak harekete geçiyorlar, işte kitlesellik… Büyük bir potansiyele sahip ol­duklarını ortaya koydular. Ama bir gerçek var, yakıcı bir gerçek, işçi ve emekçi ka­dınlara yönelik sistemli bir çalışma yok denilecek denli cılız. Bu gerçeği değiştirmek için hamle yapmak ileri çıkmak ivedi bir görev olarak büyük önem taşıyor.

Proleter ve emekçi kadınlara dayanan bir kitle hareketi geliştirilemiyor.

Pek çok nedeni var bunun. Ama her halükarda proleter ve emekçi kadının değiş­mesi gerektiği kuşku götürmez. Ama yalnız onlar mı değişmeli? Kendine büyük rol­ler biçen pek çok çevre, grup, akım vb.’nin yaptığı gibi kadın sorununa sınıf bakış açısıyla yaklaşıldığının ilan edilmesi yetmiyor, ilan edilen bakış açısının günlük pra­tikte anlatımını bulması, somutlaştırarak ete kemiğe bürünmesi sorunu ön plana çı­kıyor. Sermaye egemenliğini devirecek siyasal ordunun, yarısını oluşturması gere­ken işçi ve emekçi kadın yığınlarına yönelik, onlara ulaşan, onları bilinçlendirip, ör­gütlendirecek ve sermaye egemenliğine karşı savaşıma sokarak değiştiren, inisiyatif ve eylem güçlerini geliştirecek etkinleştiren bir pratik olmaksızın, kadın sorununa sı­nıf bakış açısıyla yaklaşıldığının ilanı en çok bir iyi niyet belirtisi olmaktan öteye git­miyor. Bunu aşmak, teori ile pratiği, söz ile eylemi buluşturmak işçi ve emekçi kadın yığınlarının büyük gücünü açığa çıkarmanın yolu olarak kendini dayatıyor. Çokça tartışılan, ama pratik olarak çözmek için çok az şey yapılan kitleselleşme sorunun çö­zümü de buradan geçiyor.

1993 Mart’ında emekçi kadınlar gününü ismine layık bir şekilde kutlamak he­defiyle başlatılan Emekçi Kadınlar Kurultayı çalışması bu bakış açısından kaynak­lanıyor. Genel olarak kadın kurultayı değil, genel olarak kadın sorununa da değil. Somut olarak işçi ve emekçi kadınlar kurultayı. Ve yine somut olarak işçi ve emek­çi kadının sorun ve talepleri, sendikal ve politik savaşım önde gelmek üzere, işçi ve emekçi kadının etkinleştirilmesine dair konular, mücadele perspektifleri, örgütlen­me biçim, yol ve araçlarının düşünülmesi, tartışılarak geliştirilmesi için özel çaba­lara ihtiyaç var. Bir şey daha; işçi ve emekçi kadınlar adına çok şey söyleniyor ve söylenecek de, ama acaba kendisi ne düşünüyor? Sıra onlarda, söz ve inisiyatifin hikayenin gerçek kahramanlarında olmasının zamanıdır ve yalnızca bu bile, mu­azzam bir ilerleme olur.

Projenin Amacı

Bu proje oluşturulurken geçmiş süreçlerde yapılan irili ufaklı bir çok pratik göz­den geçirildi. Görüldü ki, kadınlar için oluşturulan kürsüler, işçi ve emekçi kadınlar için değil, genellikle aydın kadınlar için kuruluyor. Oysa kadın yığınlarının ana kit­lesini işçi ve emekçi kadınlar oluşturuyor. Burada konu ve problem kürsülerin aydın kadınlar için kurulmuş olması değildir. Asıl sorun, işçi ve emekçi kadınların öne çık­maması, kendi kürsülerini yaratamaması ve kendileri için mücadele kanalları aça-mamalarıdır. Tabi, onlar adına hareket etme iddiasında olanların burada belirleyici bir sorumluluklarının olduğu da inkar edilemez. Durum böyle olunca en geniş işçi ve emekçi kadının bu çalışmaya katılması ve projeyi sahiplenmesini sağlamak başlı ba­şına önem kazanıyor. Bu, onların kendi sorunları üzerine düşünmelerini, tartışmala­rını, mücadele talep ve perspektiflerini inşa etmelerini sağlamanın ön plana çıkan bir yoludur. Demek ki, bu projenin odağında, bu çalışmanın konusu olan işçi ve emek­çi kadınlar kitlesi duruyor. Fakat bu, işçi ve emekçi kadının mücadelesine bir şeyler katmak, omuz vermek isteyen, birikimi ve deneyimi olan kimselerin desteklerini al­mayı, kolektif çalışmada yer almalarını sağlamayı, birlikte çalışma olanaklarını de­ğerlendirmeyi asla dışlamıyor. Tabi, birlikte çalışmanın yönü ve hedefi açık ve kesin olmak zorundadır.

O halde, Emekçi Kadınlar Kurultayı projesinin amacı, kurultayın gündemi çerçe­vesinde, en geniş işçi ve emekçi kadın kitlesinin doğrudan ve etkin bir şekilde katı­lımıyla ve kendi sorunlarını sahiplenme temeli üzerinde bu çalışmayı yürütmektir.

Hedef ve Zaman

Her yıl 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde değişik sınıf ve katmandan ka­dınlar kendi dünya görüşlerine göre 8 Mart’ı kutluyorlar. Egemen sınıfların amacı, 8 Mart’ı saptırarak gerçek içeriğini boşatmak, onun bir başkaldırı günü olarak yaşatıl­masını önlemektir. Oysa, 8 Mart günü Newyork sokaklarını kanlarıyla sulayan doku­ma işçisi kadınlar, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve çalışma saatlerinin kısaltıl­ması için başkaldırmalardı Amerikan burjuvazisine. ’93 8 Mart’ında işçi ve emekçi kadınların kendi sorunlarını tartıştıkları mücadele talep ve perspektiflerini inşa ettik­leri Kurultay’dan 8 Mart’ı en anlamlı bir şekilde selamlasınlar istedik. Ezilen, sömü­rülen işçi kadının mücadele şiarlarının yükseldiği gün olsun diye, hedef olarak 8 Mart’ı seçtik. En geniş işçi ve emekçi kadına ulaşmak üzere çalışmaları başlattık. Şim­diden 8 Mart için bir çalışma başlatmak erken değil mi denebilir, ya da düpedüz er­ken bulunabilir. Böyle bir projenin yürürlüğe sokulması, gerçekleştirilmesi için şim­diden işe koyulmak, bu çalışmanın kapsamı düşünüldüğünde hiç de erken değildir. Gerçek bir kitle örgütlenmesi ve hareketlenmesi yaratmayı hedefliyoruz ve bu sıkı bir çalışma koşullarında bile zaman gerektiriyor. Oysa önümüzde aşağı yukarı 3 ay kal­dı. Ki bunun büyük bir zaman olmadığı açıktır.

Kurultay’m Gündemi

Gündemin öncelikle bu Kurultay’m adına ve projenin amacına uygun olması ge­rekiyor. Tabi gerçekçi ve gerçekleştirilebilir de olmalı. O halde, akla gelen, kadınla ilgili tartışabilecek ve hatta tartışılması gereken her şeyi sıralayıp, bir gündem oluş­turmak oburluk ve perspektifsizlik olur. Bir kurultayda her şeyi tartışmayı hedefle­mek seviye ve verimliliği düşüreceği içinde amaca uygun olmaz. Ayrıca açık ki, ör­neğin akademik tartışmaları öne çıkaran ağırlık veren, bir kurultay ve hazırlıkları iş­çi ve emekçi kadınlar için çekici olma ve onlar için bir kürsü işlevi de göremez, ismin­den de belli olduğu gibi hedef kitlesi geniş işçi ve emekçi kadınlardır. Dolayısıyla, gündem işçi ve emekçi kadınlara hitap etmeli, ilgilerini çekmeli ve onları tartışmala­ra katabilmelidir. Son olarak gündem, kurultay sonrası süreçte de yaşayacak işçi ve emekçi kadının sorun ve taleplerinin belirtmesi için olduğu gibi, mücadele perspek­tifleri, yol ve araçları bakımından olsun, hazırlık sürecinin kazanımları ve kurultayın sonuçlarıyla da bir iz bırakabilecek özelliğe sahip olmalıdır.

Sıralanan gerekçe ve yaklaşımlardan hareketle Emekçi Kadınlar Kurultayı’nın gündemi söyle oluşturuldu:

ı) Emekçi kadınların sorunları ve mücadele talepleri,

a)  işçi kadınların

b)  emekçi kadınların

2) Kadın işçi ve emekçilerin sendikal örgütlenmesinin ve sendikal mücadeleye katılımının geliştirilmesinin sorunları,

Önce şunu vurgulamakta yarar var, erkek ve kadın işçi ve emekçilerin sermayeye ve egemen sınıflara karşı savaşımı ve talepleri hiç kuşkusuz bir bütün oluşturuyor. Bunun­la birlikte yine de her iş kolunda kadın işçi ve emekçilerin ayrı/özgün sorun ve talep­leri de var. Kadın işçi ve emekçilerin sendikal örgütlenme ve mücadelede daha özgün sorun ve engellerle karşılaştıkları da bir gerçek. Bunlar nedeniyle, gündem özgün ola­rak ya da özel olarak kadın işçi ve emekçiler bakımından ele alınmak durumunda.

ilk anda gündem belki dar görülebilir. Ama daha yakından bakıldığında ve çalış­manın öngörülen yürütülme tarzıyla birlikte ele alındığında oldukça geniştir. Çünkü çalışma, bütün değişik iş kollarında (değişik işyerlerinde ve değişik şehirlerde) çalışan işçi ve emekçi kadınları farklı düzeylerde bir araya getirip gündemi tartışıp inceleme­yi ve çalışmaları işyerlerinden iş kollarına, farklı şehirlerden genele doğru birleştirme­yi öngörüyor. Diğer bir anlatımla, şehirlerdeki hazırlık komisyonları fabrika ve işyerle­ri bazında ilişkiler kurup toplantılar düzenleyecek ve aynı şey ayrı ayrı işkolları düze­yinde gerçekleştirilecek, çalışma grupları oluşturulacak ve giderek şehirler düzeyinde bir çeşit alt kurultaylar toplanacak. Bunun geniş kapsamlı bir iş olduğu açıktır.

Çalışmanın Örgütlenmesi

Değişik mesleklerden Emekçi Kadınlar Kurultayı Projesini oluşturan kadınlar olarak değişik illerde ilk girişimlerde bulunarak çalışmayı başlattık. Çünkü böyle bir inisiyatif gerekiyordu. Fakat bu, güçleri önemsemediğimiz hesaba katmadığımız anlamına gelmiyor. Dahası ilk girişimleri başlatma inisiyatifi göstermemiz bize özel bir ayrıcalık da tanımıyor. Çünkü işçi ve emekçi kadınların mücadelesine hizmet et­menin kimsenin tekelinde olamayacağı düşünce ve inancındayız. Dahası çalışmaya katılan herkesin eşit haklara sahip olduğunu düşünüyoruz. Bir yığın örgütlenmesi ve çalışmasının gerektirdiği kitle demokrasisisin uygulanmasını politik eğilim ve inançları farklı insanların böyle bir çalışma içeresinde birlikte var olabilmelerinin zorunlu ve vazgeçilmez koşulu olarak görüyoruz. Bu çalışmada birlikte var olmanın çalışmanın sorumluluk ve başarısını üstlenmeni, yüklerini paylaşmanın tek koşulu projeyi kabullenmek, böyle bir kurultay çalışmasının gerekli ve yararlı olacağı dü­şüncesini paylaşmaktır. Örgütlenmesinin demokratikliği ise amaç birliği ile beraber çalışmaya katılanları birleştirici temel bir unsurdur. Çalışmanın örgütlenmesinin harcıdır kitle demokrasisi..

EKK Hazırlık Komisyonları; projeyi benimseyen kadınlar, değişik yerleşim birim­lerinde (il ve ilçelerde) bir araya gelerek EKK Hazırlık Komisyonları kurarlar. Hazırlık Komisyonları için bir sayı sınırlandırması söz konusu değildir. Kaldı ki, ilerleyen sü­reçte çalışmaya katılan kadınlar da Hazırlık Komisyonlarında yer alabilirler. Ama herkesin de taktir edeceği gibi tartışmaların ve çalışmaların hiçbir aşamada başlan­gıç noktasına döndürülmesi düşünülemez. Zira böyle bir durum amaca aykırı olur, çalışmayı baltalayarak köstekler. Hazırlık Komisyonları içeresinde iş bölümü olmalı­dır. Örneğin geniş bir Hazırlık Komisyonunun çalışmalarını düzgün bir şekilde yürü­tebilmesi için, yürütme ya da daimi bir sekretarya oluşturması gerekir. Hazırlık ko­misyonları, başlangıçta birkaç toplantısını kuruldukları alanda işçi ve emekçi kadın­ların bulunduğu iş yerlerinin, fabrikaların bir dökümünü çıkarmaya işleri planlama­ya ve iş bölümünü gerçekleştirmeye ayırmalıdır. Örneğin, gıda iş kolunda kaç iş ye­ri var, hangi sendikada örgütlüler ya da aynı şey sağlık emekçileri, maliye ve bele­diye çalışanları, öğretmenler vb. için de geçerlidir. Yine aynı şekilde, başlangıçta sendikaları ve bu çalışmaya yardımcı olacak kurum ve derneklerin bir döküm çıka­rılmalı, ilişkiye geçilmeli, proje anlatılıp destekleri istenmelidir. Çalışmaya özel kat­kısı olabilecek, incelemeci, gazeteci deney ve bilgisiyle katkıda bulunacak kişiler be­lirlenmeli ve ilişkiye geçilmelidir.

Bu ilk bilgi toplama ve işlerin planlanmasını, görev bölüşümü izlemelidir. Burada Hazırlık Komisyonu içinde iş kollarına göre bir iş bölümünün özellikle gerekli olduğu­nu vurgulamalıyız. Hazırlık Komisyonlarının bu çalışmadaki özel rolleri düzen leyicilik ve organizasyondur. Buna göre her bir iş kolu için görev üstlenecek kişiler, görev üst­lendikleri iş kolundaki bütün iş yerlerindeki kadınlara ulaşmalı, iş yerleri ve iş kolu düzeyinde olanaklı en geniş katılımlı toplantılarda kurultay gündem ve hazırlıklarının tartışılmasını örgütlemek görevi vardır. Farklı gündem maddeleri için hatta, farklı so­run ve talepler için ayrı toplantılar düzenlemek daha yararlı olabilir. Bu toplantılarda yapılacak tartışmalara da bağlı olarak sorunları daha detaylı olarak inceleyecek ve doküman hazırlayacak çalışma grup ya da komisyonları oluşturulmalıdır.

Hazırlık Komisyonlarının kurulması bakımından burada bir not düşmekte yarar var. Bu aşamada, Kurultay hazırlık çalışmaları ancak birkaç belli başlı merkezde başlatılmış bulunuyor. Oysa amacımız çalışmayı olabildiğince her alana yaymak ba­kımdan örneğin, Kayseri’den şu ya da bu şekilde bülteni elde eden ve projeyi yerin­de bulan kadınlar, bültende verilen ilişki kanalını kullanarak bu çalışmayı yürüten bizlerle kontak kurup, kendi şehirlerinde (ya da o şehirde kendi iş kollarında) çalış­ma başlatabilir ve hazırlık Komisyonu kurabilirler. Böyle bir inisiyatifin gerekliliği tartışma götürmez ve bu şekilde oluşturulan Hazırlık Komisyonları da açık ki aynı hak yükümlülük ve olanaklara sahiptir.

Değişik alanlarda başlatılan ve birçok alana yayılacak bu çalışmayı yürütenler arasında koordinenin, deney ve bilgi alış verişinin sağlanmasının önemi kendiliğin­den ortaya çıkmaktadır. Bu ihtiyacı karşılamak üzere, bir Merkezi Hazırlık Komisyo­nu oluşturulması gerekiyor. Bunun için değişik yöntemler düşünülebilir, ama yerel Hazırlık Komisyonları’nın Merkezi Hazırlık Komisyonu’nda yer alacak temsilcisini be­lirlemeleri gerçekçi ve demokratik bir çözüm olacaktır. Bülten’in yönetimi de bu Mer­kezi Hazırlık Komisyonu tarafından üstlenilmelidir.

işin örgütlenmesinde, olabildiğince çok sayıda kadını çalışmaya katmak, olabil­diğince çok sayıda kadının görevler üstlenmesini sağlamak, hem çalışmanın bir amacı ve hem de başarının kesin bir koşuludur. Bu bakımdan, örneğin, kurultayın gündeminde öğrenci kadınların sorunları yer almamasına karşın, genç kadınlar (ya da ev kadınları) işçi ve emekçi kadınlara yönelik bu çalışmada görevler üstlenebilir­ler ve üstlenmelidirler de.

Çalışmalara Mali Destek

Emekçi Kadınlar Kurultayı hazırlıkları ve kurultayın gerçekleştirilebilmesi için mali sorunların çözümünün önem taşıdığı açık bir gerçektir. Bu projenin gerçekleş­tirilebilmesi çalışmaya katılanların özverisine dayanmak zorunda. Ve biz öncelikle çalışmaya katılacak arkadaşları özveriye davet etmek durumundayız. Ama bununla sınırlı kalamayız, çalışmaya katılan her arkadaş, maddi destek sağlamak için de ça­ba harcamak gerektiğini daha baştan düşünmeli ve kavramalıdır. Bu çalışma işçi sendikaların ve kamu emekçilerinin sendikalarını doğrudan doğruya ilgilendiriyor. Onlardan hem maddi destek talep etmek, hem toplantı yeri sunmaları ve hem de üyelerinin çalışmalara katılımını sağlamada yardımcı olmalarını istemek, şube yöne­ticisi, işyeri temsilcisi vb. görevi olan kadınlara ulaşmak ve çalışmalarda yer almala­rını, görev ve sorumluluklar üstlenmelerini sağlamak gerekiyor. Ayrıca gelir sağlayı­cı etkinliklerde düzenlenebilir. Bülten’in satışı ve bağışların merkezileştirilmesi gere­kiyor. Özellikle Bülten’in paralarının toplanması ve zamanında gönderilmesi, Bül­ten’in düzenli yayını bakımından da önem taşıyor.

Ayrıca ve ek olarak belirtmeliyiz ki, gelirler ve harcamalar Bülten aracılığıyla du­yurulacak ve denetime açık olacaktır.

1993 6-7 Mart’ında toplanması öngörülen Kurultay’ın ilk adımı “bu mücadele­de bende varım!” diyen işçi, emekçi, ev emekçisi ve genç kadınlarla ortak çalışma­nın örgütlenmesidir. Bunun için EKK Hazırlık Komisyonlarının oluşturulmasıdır. Ya­ni kadınlar bir koldan Bülten’i alarak Türk-iş Kadın Bürosu, Hak-iş Genel Başkanı, çeşitli sendika genel merkezleri ve yine kadın işçilerin yoğun olarak çalıştıkları iş­kollarında örgütlü sendika şubeleriyle görüşürler, projeye katılmaları destek olma­larını isterler. Ocak ayının ilk haftasından itibaren de, kadın dernekleri çeşitli siya­sal örgütlerden kadınların katıldığı toplantılar örgütlenir. Emekçi Kadınlar Kurul­tayı projesini bu toplantılarda sunan Yeni Kadınlar, başından itibaren projenin su­nucusu olmaktan kaynaklı kendilerine hiçbir biçimde özel bir ayrıcalık tanımadık­larını da ifade ederler. Ve sonraki bütün süreçlerde de bu anlayışa denk düşen bir pratik içerisinde olurlar.

Başta istanbul gelmek üzere izmir, Ankara, Adana, Adıyaman, Antep, Bursa, Ça­nakkale, Kayseri, Malatya ve iskenderun’da Emekçi Kadınlar Kurultayı Hazırlık Ko­misyonları kurulur.

Geçerken bir noktayı vurgulamakta yarar var. EKK projesi yalnızca çeşitli siyasal yapılardan kadınların ortak bir çalışmasını öngörmemiştir/önermemiştir. Proje tek tek işçi, emekçi, ev emekçisi ve genç kadınların ortak faaliyetini öngörmüştür, iste­yen her kadın bu faaliyette yer alabilir, komisyonlarda, yürütmede görev üstlenebi­lir. Ancak daha başından itibaren çeşitli grup temsilcisi kadınlardan oluşturulmuş, iller Toplantısı’da böyle bir işleve sahip olmuştur. Yine ilk toplantılara katılan bazı kadın grupları, o günün koşullarında böyle bir projenin hayata geçirilme şansı ol­madığını kitle hareketindeki durgunluğun başarısızlığı koşullayacağı gerekçesiyle bu çalışmaya katılmayacağını belirtirler.

Projenin örgütlenmesine özel olarak da yürütmenin oluşumuna ilişkin itirazları değerlendiren Yeni Kadınlar, diğer gruplardan kadınların bu önerisini projenin ruhu­na aykırı bulsalar da ödün vermeyi, uzlaşmayı tercih ederler, uygun bulurlar. Zira böyle bir projede diğer devrimci-komün ist gruplardan kadınların yer almasının, ka­dın sorunu ve özgürleşmesi kapsamında kendi içlerinde var olan/hakim olan “dev­rimci kendiliğindencilik”e karşı bir adım olacağı fikri, isteği belirleyici olmuştur.

EKK deneyimini anlatmaya ve çözümlemeye bazı soruları yanıtlayarak devam edelim. EKK Hazırlık Komisyonları nasıl çalıştı? Kurultay nasıl örgütlendi? Bu süreçte ne tür sorunlarla karşılaşıldı? biçiminde sorularımızı çoğaltabiliriz.

Emekçi Kadınlar Kurultayı’nı örgütlemek üzere yola çıkan farklı gruplardan ka­dınların ilk adımı EKK Hazırlık Komisyonları’nı kurarak kendilerini örgütlemek olur. Bu çalışmaya; Yeni Kadın (projeyi hazırlayan ve sunan, Birlik Devrimiyle kendilerini Sosyalist Kadın olarak adlandıran kadınlar), Devrimci Komünist Kadınlar (bugün kendilerini EMEP’li kadınlar olarak ifade eden kadınlar), Yeni Demokrat Kadın Derneği(YDKD,) Emekçi Kadınlar Derneği (Bugünkü EKD ile karıştırılmamalı, bugün kendi­lerini Emekçi Kadınlar olarak ifade etmektedirler), Dem-Kad(ilk birkaç toplantıya ka­tılırlar. Ancak kendi iç sorunlarından kaynaklı faaliyette yer alamayacaklarını bildi­rerek çekilirler) Devrimci Yaşam Okuru Kadınlar (’95 yılında bu kadınlarda kendile­rini Sosyalist Kadın olarak ifade ederler), Devrimci Proleter Kadınlar (DPK) katılırlar.

EKK projesinin hayata geçirilmesinde Emekçi Kadınlar Bülteni fabrika ve iş yeri toplantılarının temel aracı olur. Ev toplantıları ilk aylarda bilinçli olarak tercih edil­mez. Güçler fabrika ve iş yerlerine yani çalışan kadınlara kanalize edilir.

Bülten aylık periyotlarla çıkarılır. Bültenin çıkarılması Kurultay’ın teknik, bürokra­tik örgütlenmesi, iller Toplantısı’nın her ay düzenli olarak gerçekleştirilmesi, illerle ilişkilerin organizasyonundan istanbul’da oluşturulan Merkezi Yürütme Komisyonu sorumlu olur. Yürütme, istanbul’da yürütülen kitle faaliyetinde de fiilen görev alır.

Bütün illerde kurulan EKK Hazırlık Komisyonları, hafta sonlarında kendi iç toplan­tılarını gerçekleştirirler. Bu toplantılarda; işçi ve memur komisyonunda yer alan ka­dınlar; bir önceki hafta boyunca hangi fabrika ve iş yerine gittikleri, buralarda top­lantı yapıp yapılmadığı, toplantıya kaç kadın katıldığı, hangi sorunların tartışıldığı, kaç bülten satıldığı tüm bilgileri verirler. Toplantının ikinci bölümünde gelecek haf­tanın planı konusunda bilgilendirme yapılır. Ve komisyonlar ayrışarak bir sonraki haftanın iş planını yaparlar. Bu çalışma tarzı Kurultay toplanıncaya kadar hiçbir şe­kilde aksatılmaksızın sürdürülür.

Merkezi Yürütme de hem hafta sonu Hazırlık Komisyonlarının toplantılarına ka­tılır, hem de hafta içinde kendi toplantısını düzenli olarak yapar, bütün işleri takip eder. Bülten’in yazılarının yazılması yazıların redakte edilmesi ve teknik işleri de, her sayıda bir grubun olanaklarını kullanarak yaparlar. Geceleri bu işleri yapmak üzere bir araya gelen Yürütme üyelerinin bir yandan Bülten’in yazılarıyla uğraşır­ken, aralarda genel olarak faaliyete dair serbest vezin sohbetler yaparlar. Bu ilişki biçimi kadınlar arasında daha sıcak, özel bağların/duyguların gelişmesini sağlar; dostluğu pekiştirir.

Bülten’in tirajı 5 bindir. Ve hiç zorlanmadan Bülten kendini finanse eder. Bir de irili ufaklı ihtiyaçları da karşılar. Bülten elden dağıtılır. Gidilen her fabrikada, iş ye­rinde yeni okurlar kazanılır. Bülten’in içeriği Kurultay’ın örgütlenmesine uygundur. Hazırlık Komisyonları yaptıkları her fabrika, iş yeri toplantısın Bülten’e taşırlar. Bir sonraki sayıda bu toplantı haberleri, o iş yerinde kadın işçilerin emekçilerin kadın ol­maktan kaynaklı sorunları yer alır. Yeni sayı çıkar çıkmaz ilgili komisyonlar Bülten’i alarak yeniden aynı iş yerlerini dolaşırlar. Bu kez Bülten sayfalarında kendilerini, so­runlarını bulan kadınlar, genellikle Bülten’le biraz daha farklı ilişkilenirler. Hatta bir­çok örnekte kadınlar, kendi aldıklarının dışında birkaç bülten daha alıp başkalarına satarlar, her sayıya 15-20’nin üzerinde bizzat kadınların kaleminden çıkmış mektup­ların gelmesi önemlidir. Yürütme, bu mektupların hepsinin Bülten’de yayınlanması­na özel olarak dikkat eder. Mektuplardaki bu yoğunluk ile çalışmanın etkinlik düzeyi arasındaki doğru orantıya dikkat çekmek isteriz.

Hazırlık Komisyonları herhangi bir fabrika iş yerinde toplantıları yemek ve çay aralarında yaparlar. Zaman zaman bazı işyerleri için hafta sonu sendikalarda toplan­tılar da örgütlenir. Zamanla gidilen bazı iş yerlerinde Kadın Komisyonları kurulması girişimleri, Bülten’i topluca alıp iş yerinde satan, satacak düzeye ulaşan ilişikler kısa sürede faaliyetin elde ettiği başarılar olmuştur.

Bu faaliyette iller Toplantısı, bütün çalışmanın en üst organıdır. Her ay düzen­li olarak bir araya gelen il temsilcisi kadınlar, bütün faaliyete dair bilgileri burada birleştirirler. Faaliyetin sorunlarına burada çözüm aranır, kararlar yine bu toplan­tılarda alınır.

Şubat ayının başından itibaren Yürütme’nin asli işi Kurultay’ın teknik, bürokra­tik hazırlıkları olur. Uygun bir salon, afiş, davetiye, çağrı bildirileri, Tertip Komitesi­nin oluşturulması, izin için başvuru, hepsinin halledilmesi gerekir. Kurultay Hazırlık Komisyonları bir yandan fabrika ve iş yeri toplantılarında işçi ve emekçi kadınların kendi kürsülerinden sunacakları tebliğleri hazırlatırlar, akşam saatlerinde de istan­bul’un belli merkezleri, çeşitli semtler, fabrikaların yoğun olduğu bölgelerde afiş ya­pıp, işçi servislerinde kadınları Kurultay’a çağıran bildirileri dağıtırlar. Afiş yapma işi her defasında başlı başına bir eyleme dönüşür. Bu yoğun süreçte Hazırlık Komisyon-ları’nda çalışan kadınların bir kısmı izin alır; bir kısmı da rapor alarak bütün zaman­larını çalışmaya verirler. Muazzam bir enerji, yaratıcılık örneği sergilenir. Kurul-tay’dan günler önce istanbul’daki belediye otobüslerinin arka camlarına Kurultay’a çağrı afişleri asılır…

Şevkle, coşkuyla 6-7 Mart’ta düzenleyecekleri Kurultay’a hazırlanan kadınların yüzüne 5 Mart öğlenden sonra Emniyetten bildirilen Kurultay’ın yapılamayacağı yasaklandığı haberinin gölgesi düşer. Her şeye rağmen kadınlar pes etmezler. Dö­nemin CHP’li Kadın Bakanı Türkan Akyol’a başvururlar. Akyol polisten daha polis çıkar. Geriye Cumartesi gününün organizasyonunu yapmak kalır. Bu yasağın is­tanbul Valiliği önünde illerden Kurultay’a katılmak üzere gelen kadınlarla protes­to edilmesi kararı alınır.

6 Mart, ’93 sabahı illerden, istanbul’un çeşitli semtlerinen gelen kadınlar saat 09.00’da Aksaray’da 19 Mayıs Düğün Salonu önünde buluşurlar. Polis erkenden böl­geyi tutmuştur. Yoğun kar yağışı altında kadınlar Aksaray’dan Cağaloğlu’nda bulu­nan istanbul Valiliğine doğru yürüyüşe geçerler.

Polisin “açıklamanızı burada yapın ve dağılırı” dayatmasına aldırmazlar. Polisin müdahale ve tacizi altında yürüyüşlerini sürdürürler. Çemberlitaş’ta kadınlara saldı­ran polis, onlarca kadını gözaltına alır. Sadırının ardından İHD istanbul Şubesi’nde toplanan kadınlar, polis saldırısını, istanbul Valiliği’nin ve Emniyet’in keyfi, baskı, tutumlarını yaptıkları basın açıklamasıyla protesto ederler. Daha sonra, semtlerden, illerden ve yurtdışından gelen, İHD istanbul Şubesi’ne ulaşabilen 300 kadınla CHP is­tanbul il Başkanlığı’nın konferans salonunda Mini Kurultay yaparlar. Bu kurultay’dan iki karar çıkar. Biri, gözaltına alınan kadınların serbest bırakılması için Emi­nönü Polis Karakolu önünde oturma eylemi yapılması. Diğeri ise Yürütmenin belirle­yeceği bir başka tarihte Emekçi Kadınlar Kurultayının toplanmasıdır.

Kadınlar otobüslerle Eminönü Polis Karakolu önüne giderler. Avukatlar gözaltına alınan kadınların serbest bırakılması için görüşmeler yaparken, kadınlar da Karakol önünde oturma eylemi yaparlar. Gözaltına alınanların serbest bırakılacağı bilgisi üzerine oturma eylemi bitirilir. 7 Mart 1993 tarihli gazeteler polis saldırısını “kadınlar gününde kadına dayak” manşet başlığıyla verirler…

Yürütme Mini Kurultay’dan çıkan devam kararı üzerine 10-11 Temmuz 1993’de Emekçi Kadınlar Kurultayı’nı toplama kararı alır. Bu kararı bütün illere hazırlık komis­yonlarına bildirir. Kurultay çalışmaları 5-10 günlük aranın ardından tıpkı birinci dö­nemdeki gibi, aynı hızıyla başlar ve devam eder. Bu dönemde ek olarak Hazırlık Komis­yonları içinde semt ve kültür komisyonları oluşturulur. Ev toplantılarıyla, ev emekçisi kadınların da Kurultay’a katılımını özel olarak sağlamak için çalışmalar yürütülür…

O An!

Emekçi Kadınlar Kurultay Hazırlık Komisyonlarında yer alan kadınların aylarca emek verdikleri Kurultay’ın toplanacağı o an nihayet gelir! Bu kez Kurultay için Ka­dıköy Caferağa Spor Salonu tercih edilmiştir. 10-11 Temmuz 1993 tarihinde toplanan Kurultay’a iki gün boyunca 2 bini aşkın kadın katılır. Kurultay özgürlük mücadele­sinde yitirilen kadınların anısına saygı duruşuyla başlar. Tertip Komitesi adına yapı­lan kısa bir konuşmayla Kurultay’a katılan işçi, emekçi, ev emekçisi ve genç kadın­lar selamlanır. Yürütme adına yapılan konuşmada 1992 Aralık’ından, ’93 Tem-muz’una kadar yürütülen faaliyet özetlenir. Ardından Divan yerini alır ve kürsü işçi, emekçi, ev emekçisi ve genç kadınların, Kürt kadınların sorunlarını ve çözüm öneri­lerini tartışmaları için sorunun muhataplarına bırakılır…

Coğrafyamızda bir ilke daha imza atan kadınlar, bu topraklarda kadın sorunu ve özgürleşmesi kapsamında değişiminde canlı örnekleri olurlar. Evet, ilk kez bu Kurultay’da sorunun muhatapları kendi sorunlarını ve çözüm önerilerini tartışırlar. Sümerbank’tan, ilaç fabrikalarından, tekstil fabrikalarından ve atölyelerinden, İS-Kİ’den, Suser’den, belediyelerden, Tekel fabrikalarından, okullardan, hastane ve sağlık ocaklarından, Packard’dan, Dikimevinden gelmişlerdir.

Baskının, zulmün en katmerlisini yaşayan, serhıldanların en önünde özel timin, as­kerin namlularına aldırmadan, panzerlerin üzerine yürüme cüretine sahip Kürt kadın­lar yaşadıklarını kürsüden ifade ederler, kardeşlik ve barış dileklerini dile getirirler.

Evin dört duvarı arasına sıkıştırılmış, kaşık düşmanı gözüyle bakılan; yoksullu­ğun açlığın, çaresizliğin kıskacındaki ev emekçisi kadınlarda “bu mücadelede ben­de varım” diyerek seslerini diğer kızkardeşlerinin seslerine katarlar…

Genç kadınların sevinçli solukları, gelecek düşleriyle aydınlanır Kurultay salonu…

Başta istanbul olmak üzere, izmir’den, Ankara’dan, Adana’dan, Adıyaman’dan, Antep’ten, Bursa’dan, Çanakkale’den, Kayseri’den, Çorlu’dan, Çerkezköy’den, Ço-rum’dan, Tunceli’den, Diyarbakır’dan Erzincan’dan, Sivas’tan, Malatya’dan, isken­derun’dan, Fransa’dan, Almanya’dan işçi ve emekçi kadınlar kendi dillerinde, so­runların tartışıp, çözüm önerilerini sunarlar..

Kurultay iki gün, dört oturum, 12 saat sürer. Toplam 122 tebliğden, ancak 46’sı salonda sunulabilir. Kurultaya gelen 92 adet mesajın tümü okunur.

Kurultay kürsüsünden sorunlarını ve mücadele taleplerini dile getiren işçi ve emekçi kadınlar örgütlenmek gerektiği fikrinde birleşirler. Bu konuda sunulan öne­rileri ortaklaştıran Yürütme kamuoyuna açıkladığı Kurultay sonuç bildirgesinde şöy­le formüle etmiştir.

“Sorunların üstesinden gelmek; yakın ve uzak hedeflere varmak ve kalıcı kaza­nımlar edinmek için örgütlenmeliyiz. Kurultayımıza verilen ve katılımcıların oybirli­ğiyle büyük bir coşku ile kabul ettikleri önergeler gereğince bu örgütlenme:

*Başta işçi ve emekçi kadınların yoğun olarak çalıştığı sektörler olmak üzere fab-rika-işyeri, sendika, kırsal kesim, semt kadın komisyonları, yaratılarak onların dele­geleriyle merkezileşecek sistemli, programlı bir çalışmanın son ifadesi olabilecektir.

* Sınıfsal perspektifle, burjuva ideolojisinden bağımsız ve örgütsel anlamda her­hangi bir yapının yan örgütü olmayan,

*Kürt, Türk, Laz, Çerkez… Her ulustan ve milliyetten kadınların birleşik mücade­lesini içeren,

*Örgütlenmesi ve işlerliği açısından demokratik olan,

*En geniş kadın kitlelerini kucaklamalı, ancak üretim birimlerini iş yerlerini temel alarak bu katılım sağlanmalı,

*Kurultay Hazırlık Komisyonları, örgütlenme konusundaki ortak tebliğ dikkate alınarak, örgütlenme komisyonları ve komiteleri görevini üstlenmelidir,

*Bugüne kadar elimizde kullandığımız en önemli araç olarak Emekçi Kadınlar Bülteni devam ettirilmeli,

*8 Mart 1994 hedeflenerek, çalışma yapılan illerde işçi, kamu emekçisi ve ev ka­dını komisyon örgütlenmeleri genişletilerek güçlendirilmeli, komisyonların somut talepler, sorunlar için kampanyalarla güçlendirilmiş muhtelif etkinliklerin ve eylem­liliklerin yanı sıra delege konferansları düzenlenmeli, tiyatro koro gibi kültürel çalış­maları içerecek muhtelif araç ve yöntemlerle örgütlenme çalışmaları güçlendirilip, hızlandırılmalıdır.

*Ceniş bir zaman dilimine yayılsa da delegasyonlar ile program ve tüzük çalış­maları, kadın kitleleri içinde yaşama geçirilmelidir.” (EKK sonuç bildirgesi’nden)

Emekçi Kadınlar Kurultayı’nın aldığı kararlar ışığında; ’92 Aralık’ın dan ’93 Tem-muz’una kadar EKK’yi toplamak üzere yürütülen faaliyet, işçi, emekçi, ev emekçisi ve genç kadınlar arasında Emekçi Kadınlar Birliği adıyla yürütülecektir. Yeni alanlara, kentlere açılmak, yeni ilişkiler kurmak ve güçlü bir kadın örgütü yaratmaktır hedef… Belirli bir takvime bağlanmış Kurultay’ın toplanması başarıyla tamamlanmıştır. Artık EKB komisyonlarının önünde günlük bir çalışma durmaktadır. Ve artık “Her Gün 8 Mart!” şiarı birkaç yıllığına da olsa, EKB içerisinde yer alan tüm gruplarca da benim­senmiştir. Elbette bunun yaşamdaki karşılığı her grup bakımından ayrı bir değerlen­dirme konusudur…

EKK Deneyiminin Bazı Özellikleri: Dersler… Sonuçlar…

EKK deneyiminin çok yönlü kazanımlarını, mücadeleye kazandırdıklarını madde­ler halinde sıralayacak olursak, uzun bir liste yapmak mümkün. Ancak biz en temel noktalarla kendimizi sınırlandıracağız:

ı) EKK değişik sosyalizm iddialı politik yapılardan kadınların; yani öncü kadınların bir eylem ve irade birliği olarak gerçekleşmiştir. Böyle bir yapılanma içerisinde, farklı yapılardan öncü kadınlar birbirlerinden güç almışlar ve proje çerçevesinde bir irade ve eylem birliği geliştirerek, geniş işçi ve emekçi kadın kitlelerine gidecek etkili bir kuvvet meydana getirmişlerdir. Farklı yapılardan öncü kadınların güçlerini ve olanak­larını birleştirmesi; harekete canlılık ve dinamizm kazandırmıştır. “Farklı yapılardan” geliyor olmaları, eleştiri, tartışma, grupçu dejenerasyona varmayan rekabet ve hege­monya mücadelesinin de bu dinamizm ve canlılıkta etkisi olmuştur. Coğrafyamızda devrimci harekete egemen olan grupçu geleneği dikkate aldığımızda; EKK deneyi bu grupçuluğa karşı kadınlar cephesinden geliştirilmiş önemli bir örnek olmuştur.

2)  EKK deneyimi sosyalizm iddialı akımları; sosyalist kadın aydınlanmasında öne çıkan Yeni Kadınların kendi ulaştıkları düzeye taşıma gibi bir başka gerçekliği de ifa­de eder. EKK süreci sosyalist kadın aydınlanmasının 1. dalgasını genişletici/genelleştirici olmuştur. Bu en azından birkaç bakımdan böyledir. EKK faaliyetinde yer alan bileşenlerin gündemine;

a)  Pratikte bu çalışmaya ne kadar yöneldikleri ayrı bir değerlendirme konusu ol­sa da, işçi, emekçi, ev emekçisi ve genç kadınlar arasında faaliyetin özel olarak ör­gütlenmesi gerektiği;

b)  Kadınların kurtuluşu için mücadelenin geleceğe ertelenemeyeceği;

c)      Kadın sorunun teorik-politik kavranışında bir fark yaratmıştır.

3)     Sosyalizm iddialı değişik yapılardan kadınların oluşturduğu EKK deneyiminin ayırıcı bir diğer özelliği, yapılanısın demokratikliğidir. Demokrasi, devrimci işbirliği bu zeminin güvencesi olmuştur. Demokratik yapılamış ve işleyiş değişik yapılardan kadınların bir araya gelmesiyle birleşince “iç dinamikleriyle” düşünce/kararlar ve eylem olarak kendini üretebilen bir yapı açığa çıkmıştır.

4)     EKK işçi, emekçi, ev emekçisi ve genç kadınlar arasında kadın aydınlanması­nın özel bir biçimi, aracı olmuştur. Kadınların özgürleşmesi yolunda sorunun güncel, politik bir görev olarak kavranmasının da somut bir göstergesidir bu süreç. Yine bu süreçte kadın sorunu, cinsel baskı ve sömürünün tarihsel kökleri ve mevcut durumu açıklamaya, kadınları aynı zamanda aydınlatmaya özel önem verilmiştir. “Her Gün 8 Mart!” anlayışı bu döneme damgasını vurduğu gibi soruna yaklaşımda, ilişkilenişte bir turnusol kağıdı rolü oynamıştır.

5)     EKK projesinin hayata geçirilmesi; “Durgun bir süreçten geçiliyor. Bırakalım kadın hareketindeki canlılığı, genel siyasal atmosfer geri ve durgun bir dönemini yaşıyor. Böyle bir süreçte Kurultay toplanamaz, koşulları yoktur” vs. biçiminde yak­laşan aracı amaç haline getirerek bu çalışmaya sırt çeviren anlayışların yaratılan ba­şarıyla pratik olarak mahkum edilmesidir. Bu başarı aynı zamanda iradenin gücüne dair iyi bir örnek olmuştur. EKK projesiyle/çalışmasıyla devrimci sosyalist kadınların önemli bir kesiminin dikkati hem işçi, emekçi kadınlara, hem de kadın sorunu ve öz­gürleşmesi kapsamındaki sorunlara yöneltilmesi başarılmıştır. Dolayısıyla bu süreç aynı zamanda devrimci-komünist kadınların geniş işçi, emekçi, ev emekçisi ve genç kadın kitleleriyle aralarında var olan yabancılaşmayı kıran bir araç olmuştur.

6)     Emekçi Kadınlar Bülteni, bu faaliyetin en önemli araçlarından biri olmuştur. Faaliyete katılan kadın gruplarından birer temsilcinin yer aldığı Yayın Kurulu, Bülte­ni çıkarır. Kitlelere gitmede, onları örgütlemede bir yayın organının önemi, yeri pra­tikte bir kez daha açığa çıkar. Bülten, bu coğrafyada devrimci, sosyalist kadınların ortak çabasının emeğinin ürünü olarak da bir ilktir…

7)     EKK Hazırlık Komisyonları ve EKB Komisyonları bütün bu süreçler de istan­bul’da birkaç metre karelik küçük bir Bülten bürosu dışında hiç bir mekana sahip ol­mamıştır. Ancak hiçbir zaman mekan sıkıntısı da çekmeden aktif bir çalışma yürüt­müşlerdir. Sayısız etkinlik, toplantı düzenlemişlerdir. Bütün etkinliklerde; işçi, emek­çi memur sendikaları ve kitle örgütlerinin toplantı salonları, lokalleri kullanılarak, onlarca mekana “sahip”miş gibi hareket serbestliğine sahip olmuşlardır.

8)     Bütün bu süreçte mali ihtiyaçlar EKK Hazırlık Komisyonlarında çalışan kadınla­rın kendi güçlerine dayanmış, onların yaratıcılığıyla çözülmüştür. Bütün olanakların sonuna kadar zorlanması, kitlelere dayanma, Bülten paralarının toplanarak tek mer­kezde birleştirilmesi, özel bazı etkinlikler düzenlenmesi ya da çeşitli sendika ve kitle örgütlerinin organize ettiği etkinliklerden yararlanarak mali ihtiyaçlar karşılanmış­tır. Belki böyle bir değerlendirme yazısında çok “tali” bir ayrıntı olarak görülse de bu konuda iki örneği kitlelerin gücüne dayanmak gerektiği fikrine dair ilişkilenişin gös­tergesi olduğu için paylaşmamız gerektiğini düşünüyoruz:

Bülten’in ilk sahibi ve Yazı işleri Müdürü Cemile Yürümez Bülten’de yer alan bir yazı nedeniyle 1 yıl hapis ve yüksek bir meblağda para cezasına çarptırılır. Cemile Yürümez bu para ödenmediği taktirde Birkaç yıl daha cezaevinde kalmak zorunda­dır, iki haftalık bir çalışmayla düzenlenen bir etkinlik için EKB’liler bilet satarak ge­rekli parayı bu etkinlikte toplarlar.

Bir diğer örnek, ’94 yazında istanbul işç i Sendikaları Platformu Bostancı Gösteri Merkezinde işçi Kurultayı toplayacaktır. EKB’li kadınlar toplantının kumanya işini üstlenmek talebiyle platformla görüşür ve anlaşır. Ancak Kurultay’ın toplanması son anda Valilikçe yasaklanır. Bu can sıkıcı durumdan çıkış her bir kadın tepsiye koydu­ğu sandviçleri Bostancı’dan Kartal’a kadar sahil boyunca EKB’ye katkı amacıyla satarak sağlanır. Birkaç saate mal olan bu satış organizasyonunda sayısız insana EKB propagandası tanıtımı da yapılır…

İç Tartışmalar Süreci ve EKB’de Yol Ayrımı…

Emekçi Kadınlar Kurultayı’nda oylamaya sunulan ve oybirliğiyle kabul edilen ör­gütlenme tebliği doğrultusunda; Merkezi Yürütme Komisyonu’nun Merkezi Örgüt­lenme Komisyonu’na, ilerideki EKK Hazırlık/Girişim Komisyonları’nın da Örgütlenme Komisyonları’na dönüşmesi kararı ve pratiğiyle Emekçi Kadınlar Birliği olarak işçi, emekçi, ev emekçisi ve genç kadınlar arasında örgütlenme çalışması yürütülür.

Kurultay sonrası Can Kadınlar Derneği (istanbul) ve Odak Dergisi okuru kadınlar (kısa bir süre çalışmaya katılırlar) da, EKB’de yer alırlar. 14-15 Mayıs 1994 tarihlerinde organize edilen ve 8 çevreden 45 kadının katıldığı; tüm sorunların demokratik bir or­tamda tartışıldığı; program ve çalışma ilkelerinin karar altına alındığı bir toplantı ya­pılır. Özgürlük Dünyası (ÖD) okuru kadınlar da (Devrimci Komünist Kadınlar olarak da kendilerini ifade ediyorlardı) dahil olmak üzere bu toplantıda belirlenen program ve çalışma ilkelerine uyma taahhüdünde bulunurlar. ÖD okuru kadınlar iç işleyişle ilgili belirlenen bazı kurallara dair itirazlarını belirtmiş olsalar da, program ve iç tüzüğe evet oyu verirler. Ve herhangi bir sorunda çoğunluk kararlarına uymayacaklarına da­ir hiçbir kayıt koymazlar, iller Toplantısının tartışarak son biçimini verdiği EKB prog­ramının özeti Bülten’in 10. sayısında yayınlanır; ayrıca broşür olarak da basılır.

20-21 Ağustos ’94’de yapılan iller Toplantısı’nda ÖD okuru kadınlar kendilerinin de onayladıkları kararları hiçe sayarak Merkezi Yürütme’yi (ki kendileri de bu yürüt­mede temsil edilmektedirler) ve iradesini tanımayacaklarını, kendi bildikleri doğrul­tuda yola devam edeceklerinin sinyalini verirler. Yani resmi olarak hiç bir açıklama yapmazlar. O toplantıda, yakın bir tarihte Örgütlenme Konferansı Kurultayı düzen­lenmesi ve EKB Yürütmesi ve Komisyonlarının (yereller de dahil) seçimle belirlenme­si dayatırlar. Fiilen bu dayatma EKB’de yalnızda Yeni Kadın ve ÖD okuru kadınların kalacağı anlamına gelmektedir. Zamanlamanın daha ileri bir tarihe alınması yoluy­la ortaklaşmanın sağlanacağı fikrine de hiçbir şekilde sıcak bakmazlar. Mayıs ayın­da yapılan program ve çalışma ilkelerinin belirlendiği iller toplantısı’nda; alınan ka­rarların altında imzalarının da bulunduğu hatırlatılır kendilerine. O toplantıyı “ta­lihsiz bir toplantı” olarak nitelerler.

Ağustos iller Toplantısı’nın hemen sonrasında Gerçek Dergisi’nde Özgürlük Dün­yası okuru kadınlarla yapılan bir röportaj; “EKB’de Yol Ayrımı” başlığıyla yayınlanır. ÖD okuru kadınlar röportajda “istanbul’daki çalışmaya birimlerden katılan kadınlar” olarak sunulurlar. Oysa bu kadınlar, herkesin bildiği gibi EKB’nin 3. sayısında kendi­lerini Devrimci Komünist Kadınlar olarak ifade etmiş; Kurultay çalışmalarına bu sıfat­la katılmış, ’94 Ağustos’una kadar da bütün faaliyette bu biçimde yeralmışlardır. Bu röportajda ÖD okuru kadınların (onlar kendilerini birim temsilcisi olarak lanse etse­ler de) EKB’yle yollarını ayırdıkları bilgisi yer almaz. Kendilerini gerçek EKB olarak ilan ettikleri bu açıklamayla Bülten’e de el koydukları bilgisi satır aralarında geçer.

Emekçi Kadınlar Bülten’in Sahip ve Yazıişleri Müdürlüğü sırasıyla yapılmakta, sorumluluk da bu yolla paylaşılmaktadır, ilk Sahip ve Yazişleri Müdürü Cemile Yürü-mez’in hapis ve para cezasının kesinleşmesi üzerine bu sorumluluğu ÖD okuru kadın­lar üstlenirler. Tartışmaların yaşandığı süreçte de bültenin yasal sahibi ÖD okuru bir kadındır. Bu durumu kullanan ÖD okuru kadınlar bütün bir süreçte ortak mücadele­nin aracı olan Bülten’e el koymakta hiç bir sakınca görmemişlerdir. Durumun ahlaki boyutu onları bu davranışlarından alı koymadığı gibi; Gerçek Dergisi’yle yaptıkları danışıklı, röportajda; EKB ismini de sahiplendiklerini ilan etmişlerdir. Yine aynı rö­portajda; “EKB, emekçi kadın hareketinin bugünkü örgütü olarak; bağımsız, demok­ratik, kitlesel bir EKB yaratmak için her zamankinden daha güçlüdür…” denilerek, Örgütlenme Komisyonu’nun, “kongresini yapmak üzere çalışmalarını hızlandır” dığı açıklamasını da yaparlar.

Bu durum üzerine EKB Merkezi Yürütme Komisyonu çıkardığı Bülten özel sayısıy­la “Zorunlu Açıklama” başlığıyla bütün süreci olduğu gibi kamuoyuyla paylaşır; Öz­gürlük Dünyası okuru kadınların grupçu-fırsatçı tutumlarını teşhir eder. Ve 22.08/94 tarihinden itibaren ÖD okuru kadınların EKB ile hiç bir bağlantısı kalmadığını ilan eder. Gerçek Dergisi’ne gönderdiği tekziple, gerçeklerin kamuoyuna anlatılmasını ister. Gerçek Dergisi tekzipi yayınlamaz. EKB Yürütmesi zaman kaybetmeden Emekçi Kadınlar Birliği Bülteni’ni çıkarır ve EKB adıyla yoluna devam eder…

Özgürlük Dünyası okuru kadınların Bülten’e el koymaları ve kamuoyuna “EKB bi­ziz” biçiminde açıklama yapmaları tipik bir “yavuz hırsız” örneğidir. Elbette EKB içinde yer alan bir grup kadın, o çalışmadan ayrılma, başka bir çalışma yürütme hakkına sahiptir. Ancak kısaca paylaştığımız gibi ÖD okuru kadınların bu tutumu; bu coğrafyada farklı gruplardan öncü kadınların çaba ve iradesiyle yaratılan çalış­maya karşı grupçu geleneklerinin hortlaması, asıllarına rücv etmesidir. Bütün etik değerleri yok sayarak atıldıkları bu serüvenin onlar bakımından uzun sürmemesi de ÖD okuru kadınlar bakımından ikinci bir kayıp olarak kaydedilmelidir.

Ayrışma sonrasında gerçekleşen Birlik Devrimi, EKB saflarında da Can Kadınlar Derneği ve Yeni Kadın’ı Sosyalist Kadın olarak tekleştirir. Bir yıl sonrada, (1995’de Devrimci Yaşam Dergisi okuru kadınlar Sosyalist Kadın olarak devam ederler… Dola­yısıyla 1995 sonbaharından itibaren EKB çatısı altında Sosyalist Kadın, Yeni Demokrat Kadınlar Derneği, Emekçi Kadınlar Derneği (bugün Emekçi Kadınlar olarak kendileri­ni ifade ediyorlar) ve Devrimci Proleter Kadınlar ortak faaliyet yürütürler.

1994 sonbaharında Emekçi Kadınlar Birliği Kültür Sanat Merkezi açılır. Ve bu bi­leşimiyle EKB çalışmaları ’97 yılına kadar devam eder. Farklı tarihlerde de olsa, ’97’den itibaren her bir grup kendi özgün durumlarından kaynaklı artık EKB çalışma­larına katılmayacaklarını belirterek EKB’den çekilirler. Ve Sosyalist Kadınlar; o tarih­ten itibaren işçi, emekçi, ev emekçisi ve genç kadınlar arasında örgütlenme çalışma­larını sürdürürler…

Leave a Comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir