Yakın zamanda Barış’ın ikinci kitabı “İki Göz Arası” adlı şiir kitabının çıktığını duydum. Gönderdiği linkten bir solukta okuduğum şiir kitabını kısaca sizlerle de paylaşmak istedim…
Kitabın dikkat çeken temel öğelerini sıralamaya isminden başlayacak olursam:
Barış insanın bedeninde insanların en iyi anlatıcı unsurunun gözler olduğunu düşünüyor. Elbette vücut dili diye bir şey var ve insanlar bazen seslerle, bazen de harflerle iletişir. Ama birçoğumuz için olduğu gibi, sevgili Barış için de, insanları tanımanın, anlamanın ve bir şeyler alıp-vermenin yeri gözler! Bunun için kitabının adına “İki Göz Arası” demiş.
Kitabın bir diğer özelliği de akrostis şiirlerden oluşması… Barış bu tarzı bir şairin dostuna, ustalarına verebileceği “çam sakızı, çoban armağanı” en güzel hediye olarak düşünmüş…Ve çok sevdiği Yaşar Kemal’e 1999’da şöyle seslenmiş:
“Yaşar Kemal için…
Yanı hep aydınlık çılgındı;
Arısıydı Toroslarda sevdanın;
Şurası yok muydu şurası, baldı bal…
Adıydı kalabalıkların, çocukların;
Rüzgarı sevgisiz akşam fındıklarının…
“Ko” dedi mi bir,
Eserdi incecikden,ilmik çözer gibi azrail elinden…
Mest olur,kavuşlar saklarız işte ondan; insana…
Ayın buğusuydu, salkım salaş, deli dolu…
Len “xındıq insanlar”! budur işte ince memedin, yunusun ter kokusu…”
“İki Göz Arası” şiir kitabı sevgili Barış’ın ikinci çalışması… İlk kitabı Özgür Radyo’da yaptığı “Şiir Duvarı” programına katılan genç ama şiirde geleceğinin olduğunu umduğu, şairlerin şiirleri ve özgeçmişlerinin olduğu antolojiydi. Ve bu çalışması gelecekte 1980-2000 şiirini araştıracaklara kaynak olacak nitelikte.
Barış’ın akrostis olmayan şiirleri de var elbette. Ama O neredeyse bütün şairlerin denediği, hatta ürettiği ama hiç bir zaman kitap boyutuna varamamış akrostis şiir tarzını yarınlara taşımak istemiş. Ve sadece akrostis şiirlerinden oluşan “İki Gözün Arası” kitabını hazırlamış.
Bir çoğumuz gibi Barış da çocukluğunda genellikle de karşı cinse ilanı aşkta bulunmak için yazılan “seni” adlı şiirden yazmış. Sonra Nazım ustanın kaybedilmiş askerlik belgesini bulmak için çaba harcayan avukatı İrfan Emin’e yazdığı Gökce’de şiiri, İlhan Selçuk’un “Ziverbey Köşkünde” şiirinden esinlenmiş ilk başlarda. Biraz araştırınca, şiirin öksüz kalan bu tarzını çoğaltma isteğiyle yazmaya başlamış ve yazdıkları zamanla çoğalmış.
Bu tarzın uğraşanı sözlük, ansiklopedi okumaya zorladığını söylüyor Barış. Okumanın insana kattığı zenginlik bir yana aynı zamanda bir söz ustasına da dönüştürdüğünü, genel kültür ve aktüaliteyi geliştirdiğinin de altını çiziyor Barış… Ayrıca bu çalışmanın bir ilk olduğunu da belirtiyor.
“İki Göz Arası”nın bir diğer özelliği de, kitabın okura ulaşması için tek bir ağacın kesilmemiş olması!..
Bu ve sonraki eserlerinde matbaa kullanmadan okura ulaşmayı hedefliyor şair.
Sevgili Barış’ın önümüzdeki süreçte okurla buluşturmayı düşündüğü Türkçe-Almanca kısa hikayelerden oluşan bir çalışması daha var. Ayrıca, 1952 tevkifatını anlatacağı ve şu an üzerinde çalıştığı bir de romanı demlenmede…
Barış İldan’ın eline emeğine sağlık. Şiir severlere şiir tadında okumalar diliyorum. Kitaba “Hakan Baris İldan/www.ikigozarasi.com” adresinden ulaşabilirler…