Şeriatın ayak sesleri

Füsun Erdoğan

Kadın düşmanı faşist Erdoğan-AKP diktatörlüğünün adım adım iktidara yürüyüşünün önemli bir ayağını, bugüne kadar kadınların mücadeleyle elde ettiği haklara saldırılar oluşturuyor. Hükümeti kurdukları ilk yıllarda türbanın serbest bırakılmasına yönelik adımlarda yaşadıkları gel-gitlerle, daha sonraki yıllarda iktidara koşar adım yürüyüşlerinin zeminini döşedikleri pek de anlaşılamadı. Tıpkı Kürt sorununda ve diğer konulardaki pratikleri gibi…

Kürtaj yasasıyla başladılar ve bugüne kadar kadınların mücadeleyle elde ettiği bütün hakları bir bir gaspetmenin peşine düştüler. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı artan işsizliğin sorumlusu olarak kadınları gösterdi. İşsizliğin çözümünün kadınların evlerine geri gönderilmesi olduğunu alttan alta işledi. AKP’li belediyeler birer birer „kadınları erkeğin tacizinden kurtaracağız“ demagojisiyle, kadınları toplumsal hayatın dışına itmenin pratik araçlarını devreye koyuyorlar. Medeni Kanun’da başlattıkları ve önümüzdeki süreçte yapmayı planladıkları değişikliklerle de, bugüne kadar kadınların mücadele ederek kazandığı tüm hakları gaspetmenin peşindeler. Yani ortada kadına yönelik sistematik bir saldırı var ve faşist diktatör Erdoğan ve AKP’si, adım adım bunu hayata geçirmenin hesabını yapıyorlar…

Nasıl mı?!

Türkiye’de imam nikahının yaygın olduğu biliniyor. Hatta TCK’da varolan imam nikahı kıymak için „önce resmi nikah kıyma“ şartı uygulanmıyor. Erkeğin isteğine bağlı olarak resmi nikah kıyılıyor. Bu yolla kadınların fazlasıyla istismar ve mağdur edildiği de ortada. Geçmişte devlet eliyle toplu resmi nikah kıyma törenlerinin birer teşvik olduğu düşünülürse, Türkiye gerçeği daha iyi görülebilir.

Bütün bu gerçekler ortadayken, 2015 Mayıs’ında Anayasa Mahkemesi TCK’da bulunan „birden çok evlilik, hileli evlenme, dinsel tören“ başlıklı maddesindeki 5 ve 6. fıkraları iptal etti. İmam nikahı kıymak için „önce resmi nikah kıyma“ şartını kaldırdı. Böylece resmi nikahın kadınlara tanıdığı bütün hakların erkek tarafından gasp edilmesinin önü açılmış oldu.

Anayasa Mahkemesi’nin bu iptal kararı, diktatör Erdoğan ve AKP’sine yetmemiş olacak ki; 2016 Mayıs’ında Boşanma Komisyonu Raporu’yla kadına yönelik saldırıları sürdüreceklerini fiilen ilan ettiler. Bu defa kız çocuklarının tecavüzcüleriyle evlendirilmesinin önünü açmak üzere, bir yasa çıkarmak istediler. Rapor, şiddete maruz kalan kadınların korunmasına yönelik durumu zorlaştıran, delil şartı arayan düzenleme ve erkekler mağdur oluyor gerekçesiyle kadınlara verilen nafakaları süreye bağlayan ve kadınların yıllar boyunca mücadele ederek kazandığı bir çok hakkı gaspetme önerilerini de içeriyordu.

Hedefte kadınlar vardı ve kadın düşmanı faşist diktatörlüğün bu saldırılarına karşı direnmesi gerekenlerin başında kadınlar geliyordu. Nitekim kadınlar AKP’nin OHAL’ine de, eylem yasaklarına da uymayarak sokağa çıktılar, yasa tasarısını gerçi çektirdiler.

Ancak AKP’nin kadın düşmanlığından vazgeçmeyeceği biliniyordu. Atmayı planladığı bu adımla da kadınları yanıltmadı!.. İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı „Nüfus Hizmetleri Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı“na yaptığı bir ekle, „müftülere nikah kıyma yetkisi“ ile atağa geçti. Havuzuyla, yandaşıyla diktatör Erdoğan’ın emrindeki AKP medyası kolları sıvadı. „Papazlar, hahamlar nikah kıyıyor da, imamlar neden kıymasın“ argümanıyla, kadınlara yönelik bu gerici saldırılarının etrafında toplumu örgütlüyorlar.

Öncelikle vurgulamalıyız ki; İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı ve 25 Temmuz, 2017 tarihinde Meclis’e sunduğu, „Nüfus Hizmetleri Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı“na ekledikleri 5. ve 6. Madde ile „il ve ilçe müftülüklerine de evlendirme memurluğu“ yetkisi verilmesi sadece laiklik ilkesini rafa kaldırmayacaktır. Zaten yaygın olan dini nikahı, resmi nikahın alternatifi yapacaktır. Bu durum kadınlar bakımından hukuki ve ekonomik sorunlar yaratmakla kalmayacak, kız çocuklarının, kadınların tecavüzcüleriyle evlendirilmelerinin yolu açılarak büyük mağduriyetlere sebep olacaktır.

Bitirirken bu meseleye ilişkin tartışmaların bu kadarla sınırlı olmadığını belirtelim. Ayrıca „il ve ilçe müftülüklerine de evlendirme memurluğu“ verilmesinin, faşist diktatör Erdoğan ve AKP’sinin hem kadınlara yönelik saldırılarının, hem de genel olarak inşa etmekte olduğu sistemin bir parçası olduğunun altını bir kez daha çizelim! Görünen o ki, Erdoğan 2019’a kadar OHAL ve KHK’larla öngördüğü sistemi oturtmayı hedefliyor.

Ya biz?!

Ya bizler?!

Leave a Comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir